Verus Magia | Role Play Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Üçüncü Sınıflar Birinci Ders

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Ralph Emmeit O'Denill
Biçim Değiştirme Profesörü & Admin
Biçim Değiştirme Profesörü & Admin



Mesaj Sayısı : 453
Rp Düzeyi : Harikulade!
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
Asa : Şahitsiz Suç
Rp Yaşı : 28
Patronus : Çita
Rp Sevgilisi : ''âşık-ı mehcur''
Özel Yetenek : animagus *çita*
Kayıt Tarihi : 15/02/09
Ruh Hali : Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Dusunc10

Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Empty
MesajKonu: Üçüncü Sınıflar Birinci Ders   Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Icon_minitimePaz 25 Nis. 2010, 12:19

Dikkat!
Role playlerinizde sadece sınıfa girdikten sonra yaptıklarınız olsun. Gece uyumadan öncenizi, rüyalarınızı ya da sabah kahvaltınızı falan eklemeyin.
**
Ders Konusu: Nesnelerin boyutlarını değiştirme

Ders Zamanı: Perşembe günü son ders

Ders Mekanı: İkinci katta bulunan biçim değiştirme bölümünde iki adet derslik vardır, bunlardan biri Profesör O’denill’ın diğeri ise Bayan Parichi’nin derslikleridir. Üçüncü sınıfların pusulalarında da belirtildiği gibi ilk ders O’denill ile olduğundan ahşap kapıdan değil bronz kapıdan geçerek dersliğe gelmeleri gerekir. Derslik bir çok ilginç dekora ev sahipliği etmesiyle beraber dersin profesörünün eski dersi olan sihirli yaratıkların bakımından da oldukça izler taşır. Güney duvarının tümü kafesler ve hayvan sepetleriyle doluyken –içlerindeki hayvanların tümüne susturma büyüsü yapılmıştır- odanın koridora bakan duvarı ise cam bir akvaryumdur. Bu akvaryumun içinde garkenez, harmaç, hipokampus ile beraber birçok su bitkisine rastlamak mümkündür. Oldukça renkli ve büyüklüğüne rağmen tıklım tıklım olan odanın cam vitrinlerinde kendiliğinden renk ve boyut değiştiren vazolar, kuplar ve kitaplar bulunmaktadır. Bu sayılanlarla çevrelenmiş odanın ortasında ise öğrenciler için sıralar ve masalar bulunur. Düzenli olarak diziliminlerinin karşısında ise profesörün büyük masası ve kara tahta bulunur.
Dersliğin duvarları gri olmasına rağmen onları sarmalamış bir çok portre, tablo ve armalardan görmek neredeyse imkansızdır. Zemini siyah mermer ile kaplı açık camlarla aydınlatılmış derslik dolu dolu ve insan ruhunu sıkmayan bir etkiye sahiptir.

Ders Gününde Hava Şartları: Sıcak yaz günü etkisini biraz kaybetmeye başlamıştır artık. Yine de ılık ve aydınlık bir gün geçiren Hogwarts sakinleri günün son dersinde hafif esintiler ile rahat bir ders geçirebilirler.

Ders Özeti:
| Öğrenciler içeri girerken bir ve ikinci sınıfların dersinden yeni çıkmış olan O’denill gayet mutlu bir şekilde üçüncü sınıfları beklemektedir. Teneffüs boyunca dersliğinde kalıp Gelecek Postası okumayı seçen Profesör zamanı kalırsa öğrencilerin ilk haftadan neler döktürdüğünü görmek için Tüy Kalem’e de el atmayı planlamaktadır.
| Sınıf dolmaya başladığında yerinden kalkar ve masasıyla tahtanın arasındaki bölmede beklemeye çalışır bu esnada içeri girerken kendisine selam veren öğrencileri de aynı şekilde karşılamaktan geri kalmaz. Dersin başlama saati gelmesinin ardından söze başlamak için ise birkaç adım öne çıkar. Yıllardır Hogwarts’ta olmasına rağmen –sahi kaçtı, yedi?- beş seneden sonra yeniden biçim değiştirme profesörlüğü yaparak geçireceği ilk dersti O’nun da. Bu öğrencilerden hiçbiri ile bu ders başlığında buluşmamıştı, hatta şu da vardı ki çoğuyla hiç ders yapmamıştı bile. Sihirli yaratıkların bakımı dersini seçmelilerden seçmeyenlerle yani… Öğrenciler sınıfa tamamen yerleşmiş ve hınca hınc dolu sınıfın enteresanlığını üstünden atmıştı ki söze başladı.

“ Hoş geldiniz üçüncü sınıflar. Bildiğinizi sanıyorum ki ben Ralph Emmeit O’denill. Bu dönemden itibaren biçim değiştirme derslerini çoğunlukla beraber işleyeceğiz. Karışık ders pusulasının gösterdiği gibi bazı dersleriniz de Isabella ile geçecek. ”

Şeklinde dönemin gidişatı hakkında kısa ve öz açıklamasının ardından tüm günün derslerinin yorgunluğunu üzerinde taşıyan gözleri kendi üzerinde hissedebiliyordu. Yorgunluk? Hemde daha ilk haftadan. Georgiana ile Tiff çocuklara şimdiden fazla yüklenmiş gibiydiler. Hatta Ralph bunun olacağını daha yazın ortasındaki yönetim toplantıları ve müfredat, ödev düzeninden öngörmüştü. Öngörmek? Hah, Georgiana da bunu yapabilmeliydi. Ardından sessizliğin bozulmasına meydan vermeden devam etti.

“ Sıkışık bir müfredatımız olduğundan dolayı genelde yaptığım gibi ilk dersi ders üzerine muhabbet döndürmek ile maalesef ki harcayamayacağım. O yüzden ilk konumuza hızlı bir geçiş yapalım hadi. ”


Öğrencilerin yüzünde ders işlemek kelimesinin yaratmış olacağı sıkıntılı ifadeyi görmeyi beklerken şevkle asalarını masalarının üzerine koymaya başlayan birkaçına şaşırarak baktı. Tamam, hepsi diyemezdi buna ama büyük bir çoğunluğu derse hevesliydi, bu kendisini de heveslendirmişti. Gülümsediği öğrencilere yeniden hitap ederken sıralar arasında dolaşmaya da başlamıştı artık. Sessizliği fırsat bilerek konuşmaya başlayan üç Hufflepuff kızı ise kendisinin adımlarıyla susmuştu.

“ Temel biçim değiştirmenin özüdür bugün işleyeceğimiz ders. Cisimlerin boyutlarını değiştirmek. Ebatları üzerinde oynayarak büyütmek ve küçültmek bugün deneyeceğimiz şeyler. Canlılarda değişime geçmeden önce bu dersimiz boyunca cisimler ile pratik yapmanızı istiyorum. Şimdi herkes adını unuttuğum ders kitabını masasının üzerine koysun ve asalarını hazırlasın. ”


Rotasını değiştirip hızla masasına doğru ilerlerken öğrencilerde verdiği komutları yerine getirmek ile meşguldüler. Açık camdan içeri bahçedeki birkaç öğrencinin seslerinin gelmesi üzerine beşinci sınıfların boş dersleri bu sene sorun çıkaracak düşündü.
Zaten dersin başında birçok öğrenci kitaplarını ve asalarını hazırladığından adam masaların önüne gelip hepsine bakarken çoktan beklediği durumdaydılar. Yeniden dersliğe hitap ederek konuşmaya başladı.

“ İlk olarak büyülü sözleri öğrenelim. Nesneyi bütütmek için Engorgio, küçültmek için ise Reducio. Engorgio büyüsünü yaptığınız saniye de cisim direk normal boyutunun iki katı halini alır. Yoğun bir konsantrasyon ile yine aynı sözler ile boyutun ne kadar büyüyeceğine siz karar verebilirsiniz. Tabi bunu şu an yapmayacağız. Küçültme boyutu ise kesinlikle sizin elinizde. Ne kadar küçüleceğini zihninizde canlandırmanız lazım. Şimdi büyülü sözleri benim ardımdan tekrarlayın lütfen. ”

İlk olarak Engorgio ardından da Reducio uğultusu sınıfı doldururken Ralph memnuniyet duyduğunun belirtisini başını sallayarak gösterdi. Öğrencilerden bir kaçı hala kendi kendine söyleyerek büyülü sözün antremanını yapıyordu. Bunlar dersini ciddiye alan Ravenclaw’lardandı. Ve Ralph onları kesinlikle bu dersten geçirecekti. Düşüncelerini uzatmadan yeniden söze başlarken.

“ Büyüde bilek hareketi yok. Cisme asanızı doğrultup sabit tutmanız gerekiyor. Küçültürken gözünüzün önüne olmasını istediğiniz boyutu yani kitaplarınızın ilk halini getirin muhakkak. Saçma sapan boyutlandırmalar yapmaya çalışanların sonu ise binalarından gidecek birkaç puan ve akşam cezaları olur haberiniz olsun. Hadi denemeye başlayabilirsiniz.”

| Sözlerinin ardından zaten artık büyü yapmak için epey hevesli olan öğrenciler çalışmaya başladı. İlk olarak onların arasında gezinerek yaptıklarını izlemeyi seçti Profesör. Sınıfın düzeyi apaçık görülüyordu ki oldukça iyiydi. Ama yıl sonunda umuyordu ki daha da iyi olacaklardı. Onlar yavaş yavaş büyüyü kavrarken Ralph’te masasına geçip iskemlesine oturdu. Oturması ile de zil duyulmuştu zaten. Birkaç öğrencinin oflarcasına tepki göstermesi ise günün en çok hoşuna giden kısımlardandı.

“ Tamam arkadaşlar, hepiniz çok iyiydiniz. Büyüyü yatakhanelerinizde, boş zamanlarınızda falan sık sık denemenizi istiyorum. Bir dahaki dersimizde canlıların boyutlarını değiştireceğiz ve bu kolay olmayacak. İyi çalışın. Çıkabilirsiniz.”


Dedi kendisini dinleyerek toplanan öğrencilerine. Büyüye cidden çalışacaklarını ümit ediyordu, bu onlar içindi sonuçta. Onlar dersliği terk ederken aralarına karışıp güzel bir yemek için Büyük Salon’un yolunu tuttu. Uzun ve verimli gün adamı acıktırmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Johann Marx Rainhard
Slytherin 3. Sınıf & Bina Başkanı
Slytherin 3. Sınıf & Bina Başkanı
Johann Marx Rainhard


Mesaj Sayısı : 815
Yaş : 34
Nerden : Berlin
Rp Düzeyi : Çığır açan, akla zarar!
Kan Durumu : Safkan
Asa : Zümrüt Ateşi;
gül yapımı
sert ve esnemez
ince işlemeli
unicorn kirpiği özlü
Rp Yaşı : 16
Özel Yetenek :
Metamorfmagus
Kayıt Tarihi : 04/03/10
Ruh Hali : Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Images12

Ek Bilgiler
Hogwarts Görevi: Tüy Kalem Yazarı & Slytherin Quidditch Takımı Vurucusu

Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Sınıflar Birinci Ders   Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Icon_minitimeC.tesi 01 Mayıs 2010, 20:40

    Hadi bakalım, haftanın bitmesine sadece bir gün kaldı. Perşembe gününün son dersine gelmek büyük bir zevkti benim için. Bunun nedeni sadece ertesi günün cuma olması değil, gireceğim dersin en sevdiklerimden biri olmasıydı. Biçim Değiştirme'ye okula ayak bastığım ilk günden beri ayrı bir ilgi duymuştum. Monotonluktan nefret eden biri olarak hem etrafımdaki nesnelerin hem de kendimin* sürekli değişim içinde olduğunu görmek büyük zevkti. Hem, bu ders, hayat felsefelerimden birinin mizahi yansımasıydı. Değişmeyen tek şey değişimdir. Dersin kendisini geçtim, hocası da değişmişti. Gryffindor Bina Sorumlusu Profesör O'Denill'ın ilk kez dersine girecektim. Her ne kadar Gryffindor sevdalılarıyla pek iyi anlaşamasam da profesörler açısından baktığımda bana karşı bariz bir antipatilerini göremiyordum. Bu yüzden biraz temkinli olsam da sevdiğim derse girmenin mutluluğuyla yüzüme yerleştirdiğim çarpık gülümseme eşliğinde geçtim bronz kapıdan. Sınıfa daldığımda farkettiğim ilk şey profesör hariç kimsenin olmayışıydı. Hadi ama! Hem en iri cüsseliyim, hem de en hızlı. Olacak iş mi ? Koca bir evet dercesine karşımdaydı işte bomboş sınıf. Olabildiğince geniş ama bir o kadar dar. Duvarlar sanki tablolardan yapılmışçasına kalabalık. Öte yanda da hayvan kafesleri üstüste yığılmış bir biçimde yaslandıkları duvarı kaplamakta. Hayvaların ağızlarını kocaman açıp da, çırpınıp da gürültü çıkaramadıklarını görmek oldukça komik. Tam karşımdaki duvar yerineyse mükemmel bir akvaryum kurulmuş. Tılsım dersliğinden sonra burada da akvaryum görmek oldukça hoş bir duyguydu. Akvaryumlara bayılırdım ki zaten Almanya'da da koca bir tane vardı. Jose ile benim ortak olarak sevdiğimiz nadir şeylerdendi o akvaryum da. Ama buradakiyle yarışacak kadar güzel değildi açıkçası. Bu müthiş akvaryumun hemen yanındaki cam vitrinlerdeyse ekseriyetle şekil değiştiren nesneler görünmekte. Eh bundan doğal da başka bir şey olamazdı zaten. Kafamı tekrar yakınlarıma çevirdiğimdeyse kara tahtanın hemen önündeki masasına oturmuş profesörü gördüm. Elinde gazete olduğunu tahmin ettiğim şeye göz dikmişti. Sakin adımlarım onun dikkatini çekmemiş olacak ki istifinden ödün vermiyordu. Bu yüzden hafif bir şekilde selam vererek girdim içeri. Sınıfın ortasındaki tahta sıralardan en arkadakilere yöneldim. Uzun boyum sebebiyle kimseye rahatsızlık vermek, dolayısıyla da rahatsız olmak istemiyordum çünkü.

    Ben sıraya gömülürken diğerlerinin ayak seslerini duyabiliyordum. İkişer üçer derken tüm sınıf dolmuştu. Gözlerimle Jose'u ararken, onun herzaman olduğu gibi Cam'in yanına oturduğunu farkettim. Yine hararetle muhabbete dalmışlardı. Tabii hararetle konuşan sadece onlar değildi. Bu yüzden profesör de derse başlamanın vaktinin geldiğini farkedip konuşmaya başladı. Derslerin karışık planı ve dönemin gidişatı hakkındaki sıkıcı bilgilerden sonra sonunda başlayabildik aksiyona. Bu arada fısır fısır konuşan şu Hufflepuff kızlarına gıcık olmamak elde değildi. Heryerde yapıyorlardı bunu. Otoriter profesörün bakışları olmasa daha da coşacaklardı kesin. Onlardan daha rahatsız edici olanlarsa dışarıdan gelen bağırış çağırışlardı. Bunu farkeden profesör cama doğru gidip ne olduğuna bir göz attı ve tekrar bize döndü. “ İlk olarak büyülü sözleri öğrenelim. Nesneyi bütütmek için Engorgio, küçültmek için ise Reducio. Engorgio büyüsünü yaptığınız saniye de cisim direk normal boyutunun iki katı halini alır. Yoğun bir konsantrasyon ile yine aynı sözler ile boyutun ne kadar büyüyeceğine siz karar verebilirsiniz. Tabi bunu şu an yapmayacağız. Küçültme boyutu ise kesinlikle sizin elinizde. Ne kadar küçüleceğini zihninizde canlandırmanız lazım. Şimdi büyülü sözleri benim ardımdan tekrarlayın lütfen. ” Bunun ardından sınıfça Engorgio ve Reducio sözlerini yineledik. Ben yine de emin olmak için bir kaç kere daha fısıldadım bunları. “ Büyüde bilek hareketi yok. Cisme asanızı doğrultup sabit tutmanız gerekiyor. Küçültürken gözünüzün önüne olmasını istediğiniz boyutu yani kitaplarınızın ilk halini getirin muhakkak. Saçma sapan boyutlandırmalar yapmaya çalışanların sonu ise binalarından gidecek birkaç puan ve akşam cezaları olur haberiniz olsun. Hadi denemeye başlayabilirsiniz.” diye devam etmişti Profesör O'Denill. Bu sözleriyle Joselin'in kafasına dev bir kitap devirme hayallerimi de yıkmış oldu. Yine de bunun için ortak salonda bolca vaktim olacağından emindim. Adına hasta olduğum asamı çekip büyüleri pratiğe dökmeye başladım. Gayet kolay gibiydi. Bir Engorgio, bir Reducio, bir Engorgio bir Reducio. Aynı şekilde sınıftaki uğultu gittikçe arttı ve bu iki sözcük birbirine karıştı. Göz ucuyla Tina'ya bakarken onun hemen yanında kümelenmiş olan Ravenclaw'ların işi çoktan kapmış olduğunu gördüm. Of, inekler işte ne olacak. Bu hırsla kendimi işime verip büyülü sözcükleri gittikçe daha da hızlanarak sıraladım. Kan kırmızısı kapaklı kitap bir büyüyüp bir küçülmekten dolayı varlığına isyan etmiş olmalıydı. Derken zilin gürültüsüyle bu işkenceye bir son verdim. Parmağım kadar ufalmış olan kitaba doğru son kez asa sallayarak eski haline getirdim onu.

    Profesör sınıfın halinden gayet memnun olduğunu belli eden bakışlarıyla gelecek hafta canlıların boyutlarını değiştireceğimizi söylemeden önce pratik yapmamızı hatırlatmayı ihmal etmedi. Bundan emin olabilirdi kesinlikle ! En azından ben, Jose'un kafasına atacağım büyük nesneler konusunda oldukça istekliydim. Hem haftaya da canlıların boyutlarıyla oynayacak olduğumuzdan derse göz atmamam için bir engel olamazdı hiçbirşey bana. Yavaştan çıkan öğrenci kalabalığına karışırken dev kollarımla kardeşimin omuzlarına uzandım. Şaşkın şaşkın bana bakınca "Hadi hadi yemeğe çufçufluyoruz." diye gürledim neşeyle.



Profesör'ün sözlerini direk alıntı yapmak yerine kendi düşüncelerinle anlatman daha hoş olurdu. Betimlemeler güzel, yazım yanlışına çok rastlamadım. Biraz daha fazla kendi düşünceni ve hislerini katman, betimlemelerini arttırman durumunda daha hoş olacağını düşünüyorum. Bunun dışında güzel bir rpdi.
Puan: 22/25


En son Johann Marx Rainhard tarafından Ptsi 03 Mayıs 2010, 00:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joselin Madison Rainhard
Slytherin 3. Sınıf
Slytherin 3. Sınıf
Joselin Madison Rainhard


Mesaj Sayısı : 243
Yaş : 33
Nerden : Berlin
Rp Düzeyi : Muazzam
Tarafı : Çıkarlarına Göre Değişir
Kan Durumu : Safkan!
Asa : Menfaatin Kıdemi (Savunma büyülerinde çok etkili)
Rp Yaşı : 16
Rp Sevgilisi : ADR* ♥️
Kayıt Tarihi : 27/03/10
Ruh Hali : Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Manyak10

Ek Bilgiler
Hogwarts Görevi: Slytherin Quidditch Takımı Kovalayıcısı

Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Sınıflar Birinci Ders   Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Icon_minitimePaz 02 Mayıs 2010, 23:56

‘’Camelia derse geç kalacağız.’’ Kitap okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Cam de derse o kadar dalmıştı ki o da geçen zamanın farkında değildi. Kitaplarımı toparlayıp sağ kolum ile bedenim arasına sıkıştırdım serbest kalan diğer elimle de Camelia’yı çekiştiriyordum. Onun oflamalarıyla birlikte kütüphaneden ayrıldık ve Biçim Değiştirme Dersliğine doğru yol aldık.

Dersimize giren profesörün değiştiğini duymuştum. Sanırım bu yıl ki derslerimizi Bay O’Denill ile birlikte işleyecektik. Daha önce hiç onun dersine girmemiştim ama onu tanıyan öğrencilerden duyduğum kadarıyla oldukça sıcakkanlı biriymiş. Yinede benim O’na karşı bazı ön yargılarım vardı. Ne de olsa Gryffindor’un bina sorumlusuydu. Benim Gryffindor ya da diğer binalarla ilgili bir sorunum yoktu. Ama Profesörün olabilirdi. Gerçi onu tanımadan böyle bir kanıya varmak istemezdim.

Kafamdan bu düşünceleri atarken Camelia’nın beni geriye doğru çektiğini hissettim. Düşüncelerim arasına o kadar dalmışım ki dersliği geçip gittiğimi fark etmemişim bile. Cam karşımızdaki ahşap ve bronz kapılara bakarak hangisine gireceğimizi düşünürken ben onu Profesör O’Denill’in dersliği olan bronz kapıya doğru yönlendirdim. Dersliğe girdiğimde gözüme çarpan ilk şey onlarca çeşit hayvan olmuştu. Bu kadar hayvan olmasına rağmen etraf çok sessizdi. İkincisi ise koridor tarafında olan kocaman akvaryumdu. Tılsım dersliğinde ki gibi burada da çeşit çeşit balık vardı. Odanın cam vitrinlerinde de şekil değiştiren nesneler vardı. Bu sınıfta bundan daha doğal ne olabilirdi ki zaten. Sonuç, insanın içini açan süper bir ortam.

Dersliği incelerken gözlerim Profesöre odaklandı. Masasında oturmuş bir şeyler okuyordu. Kafasını kaldırdığı esnada başımı hafif eğerek selam verdim. O da bana gülümsemesiyle karşılık verdi. Profesörün masasına yakın bir yeri seçtik ve oturduk. Birkaç dakika içerisinde bütün sınıf dolmuştu ve Profesörde sözleriyle derse başladı. “…Bu dönemden itibaren biçim değiştirme derslerini çoğunlukla beraber işleyeceğiz. Karışık ders pusulasının gösterdiği gibi bazı dersleriniz de Isabella ile geçecek. ” Aynı dersi farklı Profesörlerle, farklı ders teknikleri ile işlemek iyi olabilirdi. En azından monotonluktan uzak olunurdu.

Bütün Profesörler bir hışımla derse başlamışlardı. Yığınla ödevim birikmişti şimdiden. Daha ilk haftadan yorgunluk çökmüştü bile. Bu yılın zorlu bir yıl olacağına hiç şüphem kalmamıştı artık. Biçim Değiştirme’nin ilk dersi cisimlerin boyutlarıyla oynamaktı. Bu eğlenceli olacaktı. Daha da eğlenceli kısmı bunları canlıların üzerinde deneyeceğimiz zamandı. O zaman Marx Beyin iri cüssesinin bir önemi kalmayacaktı. Bunu düşünürken kendimi gülmekten alıkoyamadım. Cam’in şaşkın bakışlarına maruz kalınca açıklama yapma gereği duydum. Marx’ı göstererek, ‘’ Yirmi kat küçüldüğünü düşünsene…’’ dedim ve tekrar güldüm.

“ İlk olarak büyülü sözleri öğrenelim. Nesneyi büyütmek için Engorgio, küçültmek için ise Reducio. Profesörle birlikte sihirli sözcükleri birkaç kez tekrar ettik. Bir an önce uygulamaya geçmek istiyordum. “ Büyüde bilek hareketi yok. Cisme asanızı doğrultup sabit tutmanız gerekiyor. Küçültürken gözünüzün önüne olmasını istediğiniz boyutu yani kitaplarınızın ilk halini getirin muhakkak… …Hadi denemeye başlayabilirsiniz.” Oldukça basit görünüyordu. Asamı kitaba doğru tuttum ve ‘’Engorgio.’’ Sihirli sözcük ağzımdan döküldüğü anda Profesörün de söylediği gibi kitap eski halinin iki katı büyüklüğünü almıştı. Hayran hayran kitaba bakarken kafamda normal boyutu olduğunu umduğum büyüklüğü düşündüm ve diğer sihirli sözcüğü söyledim. ’Reducio.’’ Kitabımın doğru boyutuna ulaştığından emin olmak adına Camelia’nınkiyle karşılaştırdım. Aynı görünüyorlardı. Ona gülümsedim ve tekrar kitabıma dönerek büyüleri birkaç kez daha denedim. Hiç fena değildim doğrusu. Büyüleri başarılı bir şekilde yapıyordum şuan tek istediğim bunları canlıların üzerinde denemekti. Özellikle de Marx’ın…

Kendimi bir Engorgi bir Reducio demeye kaptırmışken sözcüklerimin arasına zilin sesi karıştı. Ders saatlerimi kısalmıştı yoksa zaman inanılmaz bir hızda mı akıyordu karar verememiştim.“ Tamam, arkadaşlar, hepiniz çok iyiydiniz. Büyüyü yatakhanelerinizde, boş zamanlarınızda falan sık sık denemenizi istiyorum. Bir dahaki dersimizde canlıların boyutlarını değiştireceğiz ve bu kolay olmayacak. İyi çalışın. Çıkabilirsiniz.” Aha! İşte duymak istediğim şey. Bir sonraki dersi iple çekeceğim kesindi.

Eşyalarımı toparlamış kapıya doğru yönelirken omzumda hissettiğim elin etkisiyle arkamı döndüm. İri yarı tam anlamıyla dev gibi –şimdilik- olan kardeşimi gördüm."Hadi hadi yemeğe çufçufluyoruz." Yorgunluğumu unutmamı sağlayacak şey şu an için iyi bir ziyafetten başka bir şey değildi. Kardeşimin arkasına geçtim, ellerimi omzuna koydum. Camelia’nın da ellerini omzumda hissedince, ‘’ Çufçufçuff…’’ diyerek Marx’ı yürümesi için hafifçe ittim…

En başta rpnin Size'ını küçültürsen daha hoş ve toplu durur. Bunun dışında birkaç noktalama hatası vardı. Betimlemeler yeterli değil gibi geldi; ama güzeldi. Profesör'ün sözlerinin bir kısmınıda olsa alıntı yapman güzel durmamış. Bunları kendi ifadelerinde anlatsaydın daha hoş olurdu.
Puan: 18/25

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Camelia Lorrain
Slytherin 3. Sınıf & Bina Başkanı
Slytherin 3. Sınıf & Bina Başkanı
Camelia Lorrain


Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 34
Rp Düzeyi : Oldukça debdebeli
Tarafı : Karanlık!olmalı
Kan Durumu : Melez
Asa : Yakarış Sancıları
Özel Yetenek : Çatalağız
Kayıt Tarihi : 19/01/10

Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Sınıflar Birinci Ders   Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Icon_minitimePtsi 03 Mayıs 2010, 14:58




    Adım atmak, bu yıl başlangıcından beri tek sorunum buydu. Derslere girerken ayaklarım hep geri geri gidiyordu. Benim için sadece bir zorunluluktu. Bina Başkanlığı görevi mi beni bu kadar germişti? Derin bir soluk alıp ikinci katta bulunan Biçim Değiştirme Dersi’nin dersliğine doğru yürürken o an için orada olmamayı diledim. Neyse ki beni sürükleyen bir arkadaşa, en önemlisi de bir dosta sahiptim. Joselin önde ilerlerken bronz kapı onun saçları arasından gözüktü. Ayrı iki kapıyı görünce aklıma dersin profesörlerinden başka bir şey gelmedi. Daha önceleri farklı bir dersle boy gösteren Profesör O’denill bu yıl değişikliğe gitmişti. Sıkılmış olabilir miydi? Ben bunları düşünürken Joselin’in bir adımla kapıları geçti. “ Hey, sen nereye gidiyorsun?” Kızın bileğini kavradığı gibi kapıları işaretti. Hangisi olduğunu unutmuştum. Bana yardım edecek tek kişide yanımdaki güzel kızdı. Joselin beni bronz kapılara götürürken bir an kapıları Profesör O’denill ile özdeşleştirmeye kalktım. Bronz kapıdan geçerken dudaklarımı garip bir şekilde büzdüm. İçeri girdiğimde kapıda iki saniye beklemiş olmalıyım. Ah, tanrım burası da ne böyle! Hayvanat bahçesine gelmiş gibi hissetmek bu olsa gerekti. Hiçbir hayvanın sesi duyulmasada ağızlarının hareketi ile sessiz niralarını yine de işitiyordum. En garibi de akvaryum kısmıydı. Sevmediğim görüntü yine gözlerimin önündeydi. Ben onlara dalmışken Joselin dersliğin içinde ilerlemeye başlamıştı. Dur diyemedim. Omuzlarımı silkip onun gittiği yöne ilerlerken profesörün elinde gazetesi ile öğrencileri beklediğine şahit oldum. Yüzündeki gülümseme ruh halinin iyiye atıf da bulunduğu aşikardı. Başlarım alaycı bir şekilde dört dönerken Joselin’in yanına oturdum. O kadar çok yakına oturmuştuk ki, kendimi hiç rahat hissetmiyordum. Selam verenlere karşılığı esirgemeyen profesör için benim bir selamım yokt. Belki de bu yüzden gözlerimi kaçırmayı seçiyorum. Kolumdaki durmadan bozulan saate baktım. Ders başlamayacak mıydı? Sağ ayağımla garip bir ritim tutturmuş, sol elimin parmakları ile de sırayı dövüyordum. Profesör ilk cümlesini kurarken adama bakmaya gayret ettim. Hangisi daha iyi ki? Pek seçim yapmakta zorlanıyordum. Profesör Deschorters’un nasıl biri olduğu hakkında da bir bilgim olmasa da hali ve tavrı karşımdaki adamdan daha çok ilgimi çektiği kesindi. Başımı yavaşça sıraya daha da yaklaştırdım. İlk cümlelerden itibaren bedenime büyük bir ağırlık çökmüştü. Profesörün hızla derse girişi bana ne acelen var sorusunu ilk kez düşündürmedi. Üç gündür, dersler çok fazla yoğun gelmişti ama dördüncü gün nihayetinde alışmıştım. Asam nerede diye yavaşça pelerinimi eteğimi örten kısımdan kaydırdım. Eteğimin arasına sıkıştırdığım asamı parmaklarımla kavrarken sıkıntı ile Joselin’e baktım. Aynı şekilde derse hazır gözüküyordu, hatta yanındaki Slyvia bile asasını masaya koymuş profesöre gözlerini kilitlemişti. Ne şevk! Gözlerimi devirirken heyecanım yok olmasına lanet okudum. Bir şeylere heyecan duyduğumda işler daha iyi ve eğlenceli giderdi. Derin bir of çekip bakışlarımı Slyvia’dan çekerken gözlerim profesörle buluştu. İrkilerek gözlerimi kaçırdım ve dediği kelimeler boşlukta yankılanır gibi bana ulaştı. Dediği gibi ders kitabımı çıkardım, bende adını unutmuştum. Asam ise parmaklarımda hala yerini koruyordu. Profesöre kayan bakışlarımın ilgisini dağıtan Joselin’in gülüş sesiydi. Şaşkın ve hızla ona döndüm. Bu kıza ne oluyordu böyle? Aşk başına vurmuş olmalı!Iyk! Kızın beni fark etmesi kısa sürdü. Bizden bir hayli uzak Marx’ı gösteren parmağını takip ettim. Çocuk dersi dinliyor gözüküyordu. “ Aman Tanrım, Elin!” Ne diyeceğimi bilemeden sesli bir gülüş yaratmamak için ağzımı örttüm. Hayal etme işlemi hızla gerçekleşmişti zihnimde. Bu etkiyi üzerimden atmak için ellerim kitabın sayfalarında dolaştı. Sihirli sözleri duyduğumda içimde bir kez tekrar etmek alışkanlığımla boğuştum. Yine de zihnim kelimeleri tekrarlamadan edememişti. Profesörün de cümlesinin sonunda aynı istekle gelmesi beni şaşırtmamıştı. İşte yine defalarca tekrarlamıştım. Dersin gidişatı ile zihnimde sorulması gereken sorular Profesör O’denill tarafından cevaplandı. Özellikle bilek hareketleri. Sıra öğrencilere geldiğinde bakışlarım ilk önce sınıfı taradı. Daha cümlesini bitireli iki saniye olmuştu ama çoğu kişi sözlerin gizemine ortak olmakta sabırsız, denemeye başlamıştı. Derin bir soluk alıp dirseğimi sıraya dayadım. Sağ elimdeki asayı kitaba dokundurup büyültme sözlerini söyledim. “Engorgio!” Her büyüde olduğu gibi farklı bir duygu kollarımdan süzülüp aktı. Söylenişi kadar iyi bir etki de üzerimde bırakmıştı.Asamı kitaptan uzaklaştırdım ve gözlemledim. Kitap yavaş yavaş büyüdü ve yaklaşık iki katına boyutunu çıkarmıştım. Tam da istediğim gibi sıradan taşmayacak boyuta ulaşmıştı. İlk büyüyü gerçekleştirdiğime göre ikincisini hayli yapardım. “Reducio!” Dudaklarımdan dökülen ikinci sihir beklediğim etkiye kavuşmadı. Çok rahat davrandığım için mi bu hale gelmişti. Sola eğik bedenimi doğrulttum. Dirseğimi sıradan çekip belimden dikleştim. Bilek sorunu yaşamış olabilirdim. İleri doğru uzatıp kitaba dokundum tekrar küçültme sözlerini söyledim. “Reducio!” Tek düşündüğün standart boyuta ulaşmasıydı. Gözlerimi hiç ayırmadan oluşacak değişimi bekledim. Normal boyutuna bir anda indi. Biraz daha fazla küçülmüş olabilirdi. Neyse küçüldü ya! Omuzlarımı silkerken uygulamanın bitmesine sevinmiştim. Yüzümdeki gülümsemenin şahidi yanımdan geçerken önümdeki kitaba bakan profesördü. Cezaya da kalmadığım için sevinebilirdim. Asamı eski yerine koydum ve pelerinimi düzelttirken zilin sesi gözlerimi açıp Joselin’e dönmeme neden oldu. Bitmişti. Profesörün son sözlerini bile duymadım. Seslendiğini işitmek ama algılamamak daha hoştu. Ne dediğine kafa yormayacak kadar bu dersten kurtulmak istiyordum. Joselin’in ayağa kalkması ile asamı kitabıma çevirdim. Cebime sığacak şekilde küçültmek işe yarardı. Sıranın üzerinde cep kitabı gibi duran Biçim Değiştirme kitabını iç cebime koydum ve Joselin’e yetiştim. Marx’ın haline bakmadan Joselin’in dediğini işittim. Yorucu ders saatleri bitmişti. Ortak Salonda dinlenme zamanıydı.


Rpi renklendirmemen dışında pek bir sorun göremedim. Profesör'ün cümlelerini alıntı yapmaman hoş olmuş. Bunun dışında betimlemeler iyiydi ve noktalama hatası yoktu. Gerçekten güzel bir rpdi.
Puan: 23/25
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aris Damir Rouvas
Slytherin 3. Sınıf
Slytherin 3. Sınıf
Aris Damir Rouvas


Mesaj Sayısı : 130
Yaş : 34
Rp Düzeyi : Müthiş
Tarafı : Karanlık
Asa : Gizli Gaye
Rp Yaşı : 16
Rp Sevgilisi : JMR ~
Kayıt Tarihi : 28/10/09
Ruh Hali : Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Zehirl10

Ek Bilgiler
Hogwarts Görevi: Slytherin Quidditch Takımı Tutucusu

Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Sınıflar Birinci Ders   Üçüncü Sınıflar Birinci Ders Icon_minitimePaz 23 Mayıs 2010, 18:50

Bir dersten diğer derse koşuyordum adeta. Aralar yetmez olmuş, günün perşembe olmasına rağmen sıkılmaya başlamıştım. Üstelik yorgunluğumda doruklardaydı. Biçim değiştirme ise pekte sevdiğim bir ders sayılmazdı. Ha, yine severdim sonuçta sihirdi neticede öğreneceğim ama bir bardağı bir fareye ha çevirmişim ha çevirmemişim ne fark ederdi yani ? Bronz, heybetli kapıdan içeri girer girmez gördüğüm profesör'e sessizce başımı sallayarak selam verdim. Güler yüzlü profesörden aynı şekilde cevap aldım. Bu yıla kadar hep Sihirli Yaratıklar dersinde gördüğüm profesörün bu derse neden geçtiğini merak eder hale gelmiştim doğrusu. Pusulamda adını görünce şaşırmış, bir kere kontrol etmek yetmemiş, üç dört kere daha bakmıştım. Etrafa dikkatlice baktıktan sonra Joselin'i yakalamıştı gözlerim. Hemen arkasında tek kişilik boşluk kalmış olan sıraya hızlı adımlarla gittim. Yerime yerleşmiştim. Sonunda Joselin'le iki kelime edecektim diye düşünürken profesör sanki tam bu anı bekliyormuşçasına konuşmaya başlamıştı bile.

“ Hoş geldiniz üçüncü sınıflar. Bildiğinizi sanıyorum ki ben Ralph Emmeit O’denill. Bu dönemden itibaren biçim değiştirme derslerini çoğunlukla beraber işleyeceğiz. Karışık ders pusulasının gösterdiği gibi bazı dersleriniz de Isabella ile geçecek. Sıkışık bir müfredatımız olduğundan dolayı genelde yaptığım gibi ilk dersi ders üzerine muhabbet döndürmek ile maalesef ki harcayamayacağım. O yüzden ilk konumuza hızlı bir geçiş yapalım hadi. ” Bu kadar hızlı mı ? diye düşünürken ben neredeyse herkes asasını çıkarıp masanın üstüne koymuştu. Ben de pek gönüllü olmasamda uygulamıştım bunu. Profesörün yüzündeki mutluluğu okuyabiliyordum. Bizlere gülümseyerek bakıyordu. O sıralarımız arasında gezinirken ben girdiğimde farketmediğime şaşırdığım rengarenk dersliği inceliyordum. Amma çok materyal vardı burada. Garip garip yaratıklara susturulma büyüsü yapılmıştı belli. Büyüyüo küçüyen eşyalar, garip tablolar derken profesör konuşmasına devam ediyordu. Beynim nedense verdiği küçük ayrıntıları almayı reddederken konuşması içinde duyduğum iki büyüyle kulaklarım tekrardan keskinleşmiş profesörün konuşmasına takılmıştı.

“ İlk olarak büyülü sözleri öğrenelim. Nesneyi bütütmek için Engorgio, küçültmek için ise Reducio. Engorgio büyüsünü yaptığınız saniye de cisim direk normal boyutunun iki katı halini alır. Yoğun bir konsantrasyon ile yine aynı sözler ile boyutun ne kadar büyüyeceğine siz karar verebilirsiniz. Tabi bunu şu an yapmayacağız. Küçültme boyutu ise kesinlikle sizin elinizde. Ne kadar küçüleceğini zihninizde canlandırmanız lazım. Şimdi büyülü sözleri benim ardımdan tekrarlayın lütfen. ” Sınıfça bir Engorgio, bir Reducio diyorduk. Bir kaç kere tekrarlasakta ben emin olamamış gibi tekrar tekrar söylüyordum içimden. Bize bilek hareketinin olmadığını asamızı cisme yönlendirip sabit tutmamızın yeteceğini söylemişti. Şimdi denememizi istiyordu. Herkesten büyülü sözleri duymak mümkündü. Bir veya iki kere denediğim büyüde tüy kalememi büyültüp küçültmeyi başarmıştım. Yüzümdeki zafer ifadesiyle çalan zili duymuştum bile. Ders oldukça hızlı geçmişti aslına bakılırsa. Yanımdaki Ravenclaw'ın ofladığını duyunca ona garipseyen gözlerle baktım. Bu büyüye Hogwarts'ın herhangi bir köşesind çalışabilirdi, üzülecek sıkılacak pekte bir şey yoktu. Ben yerimden kalkamadan önümde oturan Joselin hızlıca kalkıp Camelia ile birlikte sınıftan çıkmıştı bile. Beni görmemişti. Ben de buna oflayarak asamı cebime soktum ve sınıfın bronz kapısını kullanarak oradan ayrıldım.

Kendine ait hiçbir sözün yokken Profesör'ün konuşmasını alıntı yapman hoş durmamış. Konuma rengi çok parlak ve göz yorucu. Betimlemeler hoş, yazım hatasına çok rastlamadım. Rpnin Size'ını küçültsen daha güzel dururdu. Bunun dışında pek bir şey yok.
Puan: 20/25
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Üçüncü Sınıflar Birinci Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İkinci Sınıflar / Birinci Ders
» Dördüncü Sınıflar Birinci Ders
» Beşinci Sınıflar Birinci Ders
» Ders Kuralları
» Biçim Değiştirme Ders Müfredatı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Verus Magia | Role Play Sitesi :: Hogwarts :: İkinci Kat :: ¨Biçim Değiştirme Dersliği -
Buraya geçin: