Ön kapının insan dolu hali de neydi öyle?!
Bu kadar paranın fuzuli bir şekilde saçıldığına inanmakta zorlanıyordu, gençlik toyluğuydu işte.
Gerçi bu D için oldukça iyi olmuştu ama bu kadar genci kesinlikle beklemediği gerçekti. Hogwarts boşalmış da buraya gelmişti sanki. Hayalet bir kadının yönettiği giriş kapısında davetli bir misafir olmadığı için geçemezdi elbette ama bu durum yakışıklı vampir için asla engel değildi. Evin etrafını sarmalayan seherbaz ve bakanlık çalışanlarına gelince… Onlar ne zaman durdurabilmiş ya da sezinleyebilmişti ki kendisini?
Kendisinden en fazla iki-üç yaş küçük gösteren çocukların arasına uzun, büyük ve elbette karanlık ormanı aşarak karıştı O. Bir çok büyücüyü atlattı ve başarıyla hedefi olan alana gelebildi, artık bekleyecekti gecenin tamamen sessizliğe erişeceği anı. Ve sonrasında sahip olacaktı kıza. Gerekirse zorla. Yapmadığı bir şey değildi sonuçta, üstelik Odille haddinden fazla zamanını çalmıştı. Yaklaşık bir buçuk hafta. Bu D için fazlaydı işte. Kimsenin olmadığı bahçe köşesinde bir süre bekledi. Gençler kafayı bulmak üzereydi, çoğu oynaşmakla meşguldü zaten, en azından buradan görebildikleri. Bir saniyeliğine davetiyede Odille’in yanında gördüğü kız çarptı gözüne. Bir çocuklaydı. Şanslı veled.
Uzunca bir süre mesken edindiği karanlık bahçe köşesinden ayrılıp malikanenin içinin yolunu tuttu sonra, artık buradaydı ne de olsa. Odille ise birkaç saat sonra kollarında olacaktı. Düşüncelerinin kendinden eminliğiyle kuytu yerden ayrıldı.