Bir Yaş Daha (!)

Zaman: Akşam üzeri.
Yer: Aşk Çeşmesi
Oyuncular:

Nathalie S. D'Nile
Christian Dayrnt Black

Happy birthday in a hot bath
To those nice
nice nights.
I remember always
always I got such a fright.
Seeing them in my dark cupboard with my great big cake.
If they were me
if they were me
And I was you and I was you -
If they were me and I was you
Would you have liked a present too.

Ah, evet. Chris'in doğumgünü. Bir yaş daha ilerledi. Peki, ben? Senelerce yaşayacağım. Belki de asırlarca. O ise ölümlü. Çok çabuk bitmemeli bu mükemmel aşk. Çeşmenin karşısındaki bankta bacak bacak üstüne oturuyordum. Chris'in hiç istemediğim ve asla da istemeyeceğim doğumgününü kutlamak üzere burada sözleşmiştik. Meslektaş olmamıza rağmen vampir olduğumu saklıyordu herkesten. Her aç olduğumda kendi kanını emmeme de izin veriyordu. Onu vampir yapmak istiyordum fakat o istemeden bu mümkün değildi. Çünkü ona kıyamazdım, kendi rızasıyla bunu isteyecekti bir gün benden. Buna emindim, o da beni çok seviyordu. Kim canı pahasına sevgilisinin karnını doyurmak isterdi ki? Ona hediye almamıştım, farklı bir sürprizim vardı. Yaklaşık on metre uzaktaydı, geldiğini kestirmiştim. Bana doğru gelmişti. Dudaklarına sımsıkı bir öpücük kondurmuştum. Sokak ortasında mı? Yapmayın, herkes böyleydi burada. İşlerin yoğunluğundan kafasını kaldıramıyordu. Bir haftadır görüşmüyorduk. Hayvanlarla besleniyordum onun yokluğunda.

' Hayatım, hoşgeldin.' deyip yanıma oturtmuştum onu. 'Ah, çok özlemişim seni.' dedim tekrardan. Boynuna sarıldım kocaman. Teninin kokusunu çektim içime.

Christian, ufak fakat hızlı adımlarla Nathalie ile buluşacakları yere doğru ilerlemeye başladı. Biliyordu ki ondan önce orda olmuştu ve şimdi onu bekliyordu fakat bu önemli değildi. Birbirlerine karşı duydukları aşk bunu önemsiz kılıyordu. Fakat o kadar kararsızlık içine düşmüştü ki Dayrnt sonucun nereye varacağını kestiremiyordu tam olarak. Klasik ayakkabısının yere her temasında çıkan ve insanın içinde garip bir his uyandıran seslerle birlikte Nathalie’ye yaklaşmaktaydı. Kutsal Güç ve Yoldaşlık için mi bu kızla ilişki içinde olacaktı, yoksa sevdiği için mi hala kararsızdı. İçindeki garip duyguya yavaş yavaş teslim olmaya başlamıştı zaten, onun için kendi kanını veriyordu. Bu Dayrnt için büyük bir sorun değildi elbette, birçok şifacı tanıdığı vardı, ölmesi o kadar kolay değildi. Fakat duygularını kontrol etmesi her zaman zor olmuştu.

Kısa bir süre sonra uzaktan bile seçilebilecek kadar güzel olan, fakat bu güzelliğin altında onlarca sır saklayan vampirin, şimdilik hayatındaki tek aşkın yanına vardı. Kızın ona sarılıp dudaklarına bir öpücük kondurmasına müsaade etti, çünkü bu hoşuna gidiyordu Dayrnt’ın. Öpücüğe karşılık verirken aklı hiç böyle bir göreve başlamaması gerektiğini söylüyordu. Birkaç haftadır görüşmüyorlardı, işleri yoğundu Dayrnt’ın. Sabah bakanlıkta çalışıyordu, oradan çıkınca Yoldaşlık’ın nabzını tutuyordu, en son akşamları Kutsal Güç’e gidiyor ve gününü bitiriyordu. Elbette geceleri Nathalie ile geçirme şansı vardı, bunu da daha önce denemişti. Fakat ertesi gün üzerine çöken o felaket yorgunluk ve aynı şeyleri yapacak olmasının bilinci gününü mahvediyordu.

Kız güçlü fakat nazik elleriyle onu yanına oturttu ve sıkıca sarıldı. Dayrnt vampirlerin nasıl olduğunu iyi bilirdi. Öğrencilik yıllarında o konularda fazla araştırma yapmıştı, gençliğinin hayaliydi - dine bağlanmadan önceydi bunlar. Vampirler tüm özellikleriyle insanları kendilerine çekebilirlerdi, bazıları da Dayrnt gibi istekli bir şekilde onlara âşık olurdu. Zaten vampirler iyi varlıklar
değillerdi, hepsi için aynı şey söylenemese de çoğu öyleydi. Dayrnt kızın saçlarını okşarken ince dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. “Selam tatlım, görüşmeyeli çok olmuş gibi. Neler yaptın bakalım?” diyerek ağzını aramayı denedi. Birçok kadın bunu bir kıskançlık sanabilirdi ki Dayrnt bu duygusunu bastırmaya çalışsa da söylediği sözlerde kıskançlıkta vardı. Kendi içinden “Tanrı beni kutsasın.” dedi.

Yumuşacık elleriyle saçlarımı okşuyordu. 'Bırak şimdi beni. Bugün senin doğumgünün ve ben en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum bunu.' dedim sözlerimin içine gizem katarak biraz da. Dişlerimle alt dudağımı ısırmıştım Chris'e bakarak. 'Tatlım, sana güzel bir hediye hazırladım.' dedim sinsice. Gömleğinin en üst düğmesini açıp uzun tırnaklarımı göğsünde gezdirdim. 'Tahmin yürütmeni istiyorum Chris.' dedim. Zihnindeki her şeyi teker teker okuyabiliyordum. Fakat bazı şeyler hariç. Çok karmaşık, evet, fazlasıyla karmaşık. Bir elimle önüme gelen saçlarımı arkaya itip baştan çıkaran bakışlarımı tekrar ona yönelttim. Chris ile uzun süredir mesafeli bir ilişki yaşıyorduk. Vampir olmak istemediğini söylediği için çok yakın olamıyorduk. Yalnızca küçük bir ısırıkla kan arzumu susturabiliyordum o kadar. Yeterli gelmiyordu bu bana elbette. Onunla olmak, ikimiz için de büyük sorumluluk istiyordu. Ben razıydım, o bu sorumluluğu yüklenmek istemiyordu. Sonsuza dek benimle olmak, belki de ona o kadar da cazip gelmiyordu. 'Dur ya da, bir ipucu vereyim sana, tatlım. Beni biraz da farklı yönlerimle tanımak istemez misin? Sence de ilişkimiz fazla mesafeli değil mi?' dedim bir şeyleri ima etmeye çalışarak. Sanırım, fazla açıklayıcı bir ipucu olmuştu bu Chris için. Kollarımı onun boynuna sarmıştım sıkıca. Kokusunu içime çekmek ilaç gibi geliyordu. O benim ilacım, yemim ve dolayısıyla her şeyimdi. Fakat bu kan şehveti dayanma gücümü kısıtlıyordu. Ah, benim olmasını istiyordum işte. Kısacası bu?!

Kızın onu tahrik eden hareketleri karşısında nasıl tepki vereceği konusunda kararsız kalmış gibiydi. Ne demeliydi, ne yapmalıydı? Daha sıkı sarıldı ona. Yoldaşlık veya Kutsal Güç ne kadar önemli olursa olsun bu hatuna karşı hislerine asla karşı koyamazdı. Dudaklarını vampirin alnına dayadı ve yumuşak bir öpücükle ödüllendirdi bu muhteşem kızı. “Bırak şimdi beni. Bugün senin doğum günün ve ben en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum bunu.””'Tatlım, sana güzel bir hediye hazırladım.” Kızın hareketleri Dayrnt’ın son dayanma gücünü bile kırabilecek kadar sertti. Artık Dayrnt kızın hareketleriyle ilgilenmemeye çalışıyordu, doğum gününde alacağı tek ve en güzel hediyeyi hayal etmek bile biraz utandırıcıydı.

Kızın tahmin etmesini istemesi üzerine tamamen dudaklarını birbirine bastırdı genç büyücü. Bunu bu vampir kıza elbette söyleyebilirdi. Fakat ona verdiği fazla değer yüzünden bunu yapmıyordu. Hiçbir şey söylemeden öylece durdu. Fakat kız o kadar masum değildi. Tekrar konuşmaya başladığında Dayrnt biraz daha gerilmişti. “Dur ya da, bir ipucu vereyim sana, tatlım. Beni biraz da farklı yönlerimle tanımak istemez misin? Sence de ilişkimiz fazla mesafeli değil mi?” Bu son sözü söyledikten sonra Dayrnt’ın fazla tahammülü kalmadı ve ince dudakları aralanıp kızın dolgun dudaklarıyla buluştu. Garip fakat eğlenceli bir gece başlıyor gibiydi.

“Sanırım artık bu mesafeyi kaldırabiliriz tatlım.” Sözleri sakin ve sessizce söylemişti. Etraflarındaki insanlara kaydı gözleri. Muggle insanlar bile burada çok güzel eğleniyorlardı, sevdikleri ile birlikte. İşe ara verip biraz sevdiği insanla ilgilenmek elbette Dayrnt’ın bile hoşuna giderdi. Tekrar dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı. “Peki, bu hediyeyi ben tahmin etmeden sen söylemek ister misin?” dedi kısık ses tonuyla. Kızın ondan daha önce davranacağını umuyordu. Çünkü şu anda, sert bakın üzerinde oturmuş, romantik bir yerde birbirlerine sarılırlarken bile kız bir kaplan kadar yırtıcı, atakta ve çekiciydi. Karşı konulamazdı! Sözleri bittikten sonra biçimle ve dolgun dudaklarını ısırdı. Dayrnt biraz gerilmiş olsa da kızın sıcak tavırları o kadar üsteleyiciydi ki nasıl cevap vereceğini şaşırdı.

Onu etkileyebileceğimi adım gibi biliyordum. Dudaklarını, dudaklarıma yapıştırdığında anladığını düşünmüştüm. Aklından geçirdiklerini düşünmemeye çalışıyordum. Bana sahip olmak istiyordu o da ama tereddüt içindeydi. Belki de erken olduğunu düşünüyordu. 'Sanırım artık bu mesafeyi kaldırabiliriz tatlım.' dedi sakince. Etrafımızdaki insanlara bakınıyordu. Tekrar bana döndüğünde o mükemmel sesini duymam uzun sürmemişti. 'Peki, bu hediyeyi ben tahmin etmeden sen söylemek ister misin?' dedi. Ah, yine her zamanki tartışma geçsin istemiyordum. Benimle birlikte olmak istemeyecekti. Bunun için, vampir olmayı göze alması gerekiyordu çünkü. 'Hayatım, se-senin olmak istiyorum.' sesim az da olsa şüpheliydi. Hiçbir şey söylemeden de yapabilirdik belki bunu. Ama o istemeden olmazdı. Asla!

Sıcak bakışları beni iyice kendine çekiyordu. Kokusu da bir o kadar cezbediciydi. Nasıl dayanıyordum bu kadar? Bir an önce bu kadar insanın gözü önünden ayrılmalıydık. Umarım, beni terslemez ve benimle gelirdi. Güzel ve ateşli bir gece için...

Dayrnt yanındaki kızla banka otururken hiç ses çıkartmıyordu. Kızın nasıl bir yanıt vereceğini çok merak ediyordu. Etkileyici bir yanıt vermesini istiyordu elbette ve beklediği yanıtı istiyordu. İstediği yanıtı alırsa, kendi cevabını hazırlamıştı çok güzel hazırlamıştı. Kız biraz sonra konuşmaya başladı. “Hayatım, se-senin olmak istiyorum.” dedi. Dayrnt sırıttı ve bakışlarını başka yere kaçırdı. Kızın onun utandığını sanmasını istiyordu. Sevimli sevimli gülümsedi. Sonra bakışlarını kıza tekrar çevirdi. “İstersen bu akşamı başka bir yerde sürdürelim mi?” dedi çekici bir şekilde.

Dayrnt banktan kalktı ve ileriye doğru birkaç adım attı. Topuklarının üzerinde arkasını döndü ve genç vampir kadını elini uzattı. Gelmesi için işaret etti. Kız oturduğu yerden aceleyle kalktı. Bir vampir olmasına rağmen utançtan kızarmış gibi gözüküyordu kız. Dayrnt masum masum gülümsedi ve yanına gelen kıza sarılarak ilerlemeye başladı. Bir doğum gününü daha geride bırakmıştı işte. Hayatı hızlıca akıp gidiyordu, her şeyin olduğu gibi bunun da bir nedeni vardı. Fakat nasıl durdurabileceğini biliyordu. Fakat bunun için önce bazı şeyleri göze alması gerekirdi.

Aşk Çeşmesi’nden iki siluet uzaklaşırken diğer gölgelerin bundan haberi bile yoktu. Herkes kendi sevgilileriyle aşklarını yaşarlarken bu gece farklı tatta bir ilişki alevlenecekti. Sessiz adımlarla ilerlerken arkalarından hiç ses gelmiyordu. Dayrnt biraz kendini garip hissediyordu. Eğer Kutsal Güç böyle bir şeyi öğrenseydi kötü bir durum olabilirdi. Dayrnt’ın bu gece için özel bir planı daha vardı. Dayrnt bu akşam vampir olmayı planlıyordu, vampir kızda bunu çok istiyor gibiydi. Dudaklarında bir sırıtışla ilerlerken içindeki ürken adamın sesini duymazlıktan geliyordu.

Soruma karşılık olarak mükemmel bir gülümseme belirdi yüzünde. Sanki utanıyor gibiydi biraz da. “İstersen bu akşamı başka bir yerde sürdürelim mi?” dedi sinsi bi gülümseme yerleştirerek kusursuz sıfatına. Evet, sanırım istediklerim bir bir gerçek oluyordu. Cevap vermeme fırsat tanımadan ayağa kalktı ve birkaç adım ilerledi. Yanına gelmemi söyleyince, gecenin muhteşem biteceğini getirmiştim aklıma. Ve ciddi anlamda utanıyordum. Bir başka olacaktı bu gece, hem de çok başka. Bana sarılmıştı ve yavaş yavaş yürüyorduk, ikimiz de ne kadar sabırsız olsak da. Beni ne kadar istese de içindeki saçma tereddüt hala sürüyordu. Yine de bana belli etmemeye çalışması iyiydi. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk, rahat bir yerler seçmeliydik sanırım. "Hayatım, sanırım benim evim müsait. Ne dersin?" dedim gözlerinin içine bakarak. Başıyla onayladı beni ve yolumuza devam ettik. Artık hep benimle olacaktı, asırlar boyunca hem de. Çok mutluydum, gerçi bir o kadar da utangaç. O çok farklıydı benim için, diğer tüm insanlardan fakrlı. Buna 'Aşk' deniyordu. Sadık olmasa da şehvetli bir aşk...

Başlık kilitlenebilir. Rp bitti.