Verus Magia | Role Play Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İtaatkar ~

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Emmanuelle Iris Lithium
Kaçak
Kaçak
Emmanuelle Iris Lithium


Mesaj Sayısı : 73
Yaş : 30
Nerden : The Church Of Tempted
Rp Düzeyi : Harikulade
Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Asa : Bela Çiçeği
Rp Yaşı : 24
Patronus : Panter
Rp Sevgilisi : `Aşk-ı Hüzün`
Kayıt Tarihi : 05/10/09
Ruh Hali : İtaatkar  ~ Pusuda10

İtaatkar  ~ Empty
MesajKonu: İtaatkar ~   İtaatkar  ~ Icon_minitimePaz 22 Kas. 2009, 15:58


İtaatkar  ~ Icon_albino


En son Emmanuelle Iris Lithium tarafından Çarş. 09 Ara. 2009, 17:38 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Frank Xavier Benjamin
Esrar Dairesi Çalışanı
Esrar Dairesi Çalışanı
Frank Xavier Benjamin


Mesaj Sayısı : 10
Yaş : 30
Rp Düzeyi : Etkileyici
Tarafı : Tarafsız.
Kan Durumu : Safkan
Asa : 'Kanlı Gölge'
Rp Yaşı : 29
Patronus : Albatros
Kayıt Tarihi : 31/05/09
Ruh Hali : İtaatkar  ~ Aggres10

İtaatkar  ~ Empty
MesajKonu: Geri: İtaatkar ~   İtaatkar  ~ Icon_minitimePaz 22 Kas. 2009, 17:52

Sarı saçlar, sarı yüzler... Kurdukları görkemli şehirde kendi yarattıkları sorunlarıyla boğuşan Almanlar'dan farkını çabucak belli eden adamın, içinde bulunduğu bu duruma aldırmayan çehresinin ardında yanıt bekleyen birçok soru yatıyordu. Semâdan usul usul çekilen güneşin kızıllığı yüzüne vuran İrlandalı'nın onlardan farkı; parıldayan kömür karası gözleri, derisini yırtarak fırlamış gibi duran aynı renkteki saçları ve günlerdir jilet yüzü görmemiş sakallarıydı. Giyimi de ortalama bir Alman'ın kıyafetleriyle büyük bir tezatlık oluşturuyordu! Şehirden uzaklaştığını sadece sezilerine güvenerek anladığı yola sapalı bir saat olmuştu. Uzun süredir gördüğü ve boyutları bir çeşit göz aldanmasına bağlı olarak küçük olan ve giderek büyüyen sık ağaçlara, patikanın bittiği yere varmak üzereydi. Hedefi olmayan birinin temposundaki adımları, sanki ileri atılmak istemiyormuş gibi ağırdılar. Ezilerek zamanla sertleşen toprağın üzerinde hışırtılar çıkaran postallarını çıkararak, çıplak ayaklarla yürümenin cazibesine kapılmadan kendini sık ağaçların arasında buldu. Notre Damme Kilisesi'ndeki izah edilemeyen olayların üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hâlen izini sürdüğü bu tanımlanamayan kişi - ya da kişilere yaklaşmış olduğuna dair bir ipucu görmemiş olsa da günlerdir devam ediyordu, edecekti de... Bunu şahsi bir mesele hâline getirip getirmediğini bilemese de, o gün kiliseyi bir şehir dolusu muggle'ın içinde yerle bir edenleri bulmak istiyordu. Bu isteğinin altında yatan ne yükselme hırsıydı, ne de görev aşkı. Sebebini bilmediği bir şey, içten içe tetikliyordu Frank'i. En son dört gün önce Paris'te kaldığı otelde, gecenin bir vakti yatağından fırlamasına neden olan o rüyâ, daha sonra aynı rüyâyı tekrar görmesi... Aslında Esrar Dairesi gibi bir yerde çalışan biri için yadırganacak türden bir şey değildi bu... Bütün bunları düşünmekten yorulan zihni daha fazlasına izin vermedi ve bedeni olduğu yerde durakladı. Cebinden çıkararak dudaklarının arasına kıstırdığı eski dostunu muggle usulü bir çakmakla ateşledikten sonra, düşünmesini kolaylaştıran dumanı ciğerlerine çekti. Bedenine dağılan zehrin verdiği uyuşukluk giderek artarken, beynine ulaşan nikotin eşsiz bir hazzı da beraberinde sunmuştu.

İlâcını alan bedeni, o rüyâyı bir film karesi gibi tekrardan zihnine sunarken, defalarca kırılan burnundan çıkan dumanlar görüş alanını kısıtlıyordu ve haşmetli bir ağaca yaslanarak nefeslediği sigarası aklını yitirmesini engelleyen tek yâveriydi, tek dostu... Görünürde sadece zifiri karanlık ve ortama bir çeşit ayin atmosferi katan etrafı çevirmiş ateş vardı! Oraya sanki kaçmasını engellemek için konulmuş gibi duruyorlardı, çaresizliğini vurgulamak için. O anın gerçekleğini düşünürken bile bir kez daha yaşıyordu. Parmaklarının arasındaki sigaranın izmariti dudaklarına temas etse de, Frank'in zihnindeki film şeridi dünyevî bütün ihtiyaçlarından koparıyordu bedenini... Etrafa uyum sağlayan karanlık gökyüzünde beliren kızıllık şaşkın ve bir o kadar da dehşete düşmüş adamın göz hizasında süzülerek yaklaşırken, istemsiz bir hareketle asasını yoklamasına neden oldu. Her şeye göğüs germesini sağlayan, hayatta güvenebileceği tek yoldaşı olan asası da olması gereken yerde değildi! Ağır hareketini yere temas ederek tamamlayan ateşin içinden zevafetle inen kadın silüetinin adımlarında şehvete susamışlık ve günahkâr duygular yatıyordu. Kadınsı bakışları her erkeği yoldan çıkaracak cinstendi. Genelde duygusuz duran çehresine belirgin bir şaşkınlık yerleşen Frank, bakışlarını buğday tenli bu güzelden alamıyordu. Oturduğu yerden uçsuz bucaksız ormanın derinliklerine sanki bir ayrıntıyı yakalamak ister gibi hevesle bakan adamın gözlerine perde inmiş, gerçekler yerine o rüyâyı tekrar görüyordu. Karaltının içinde bir körün görebileceği kadar net hatlarıyla bakışlarını kilitlediği adamla burun buruna gelen gizemli kadın, kırmızı ojeli uzun tırnaklı ellerini Frank'in sert sakalları üzerinde gezdirdi. Kan kırmızısı dudaklarını kurumuş dudaklara bastıran kadın, tutkuyla öptüğü büyücüden istemsiz karşılıklar alırken, hayalin büyüsüne kapılan Frank parmaklarının arasındaki sigaranın bir alev demetine dönüştüğünü hissedemeyecek kadar kaptırmıştı kendini. Elindeki acının katlanmaz bir hâl aldığı sıralarda hâlen hayalindeki o kadını öpmeye devam ediyordu... Gözlerindeki perde anîden aralanan Frank elinde tuttuğu, aslında ucunda titrek bir tütün közü olması gereken alev demetini yere attı. Çocukken mum ateşiyle oynadığı zaman olduğu gibi elinde tarif edilemez bir acı vardı. Yere düşen alev giderek büyürken cebindeki asasına sarılan büyücü var olmayan rakibinin nasıl yarattığını bilemediği alevine karşı koymak için gardını aldı. "Kimsin sen?" diye haykırdı alevin ardındaki boşluğa. Cevap gelmemişti fakat alevler büyüyerek etrafını sarıyordu, tıpkı rüyâsındaki gibi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emmanuelle Iris Lithium
Kaçak
Kaçak
Emmanuelle Iris Lithium


Mesaj Sayısı : 73
Yaş : 30
Nerden : The Church Of Tempted
Rp Düzeyi : Harikulade
Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Asa : Bela Çiçeği
Rp Yaşı : 24
Patronus : Panter
Rp Sevgilisi : `Aşk-ı Hüzün`
Kayıt Tarihi : 05/10/09
Ruh Hali : İtaatkar  ~ Pusuda10

İtaatkar  ~ Empty
MesajKonu: Geri: İtaatkar ~   İtaatkar  ~ Icon_minitimePaz 22 Kas. 2009, 19:33

İtaatkar  ~ Icon_albino


En son Emmanuelle Iris Lithium tarafından Çarş. 09 Ara. 2009, 17:38 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Frank Xavier Benjamin
Esrar Dairesi Çalışanı
Esrar Dairesi Çalışanı
Frank Xavier Benjamin


Mesaj Sayısı : 10
Yaş : 30
Rp Düzeyi : Etkileyici
Tarafı : Tarafsız.
Kan Durumu : Safkan
Asa : 'Kanlı Gölge'
Rp Yaşı : 29
Patronus : Albatros
Kayıt Tarihi : 31/05/09
Ruh Hali : İtaatkar  ~ Aggres10

İtaatkar  ~ Empty
MesajKonu: Geri: İtaatkar ~   İtaatkar  ~ Icon_minitimeCuma 27 Kas. 2009, 19:39

Alevlerin arasından yürümekten öte, adeta süzülerek ilerleyen melek sûretli kadın, her erkeği kölesi yapabilecek cinsteki çekiciliğiyle etrafına şehvet saçıyordu. Kendini savunmak için hazır tuttuğu asasını istemsizce indirmeye başlayan Frank, girdiği bu trans hâlinden kurtulmak adına birkaç adım geriledi. Ne kadar uzak durmak isterse istesin, bir yanı hâlen o adımlara karşılık vermek istiyordu. Etrafında yanan ve giderek büyüyen alevler, kâbus niteliğindeki rüyâsı ve az önceki hayat bulan düşü... Bütün koşullar bu meleğin düşmanı olduğunu gösterse de, kırmızı elbisenin sarmaladığı kusursuz bedenin her ayrıntısını incelemekten kendini alamayan Frank, işittiği o ses ile karşısındaki kadının farklı bir boyutuna daha tanık oluyordu... O ana kadar sadece dış görünüşüyle ilgilendiği cadının şeytanî sesi ormanda anormâl bir yankı bulurken, Notre Damme Kilisesi'nde hissettiği aynı şey tekrar ruhunun derinliklerinde beliren büyücü düşürdüğü gardını toparladı ve asasını yeniden kadına doğrulttu. Kömür karası gözlerine kenetlenmiş bal rengi gözlerde, etraflarında yanan alevin yansımasını görüyordu. Bu yansıma giderek farklı bir hâl almaya başladı ve sonunda gerçek alevden farksız bir kızıllığa büründü! Adını bile bilmediği rakibinin güç gösterisine, her düelloda olduğu gibi sert ve ifadesiz bir çehre takınarak karşılık veren Frank, asasını tehdit oluşturacak şekilde savurarak haykırdı; "Reducto!" Güneşin gökyüzünü terk ettiği geceye kızıllık katan alevlerin arasında savrulan asa, ortamdaki renklerin aksine, ardında bıraktığı mavimsi izlerle birlikte hareketini tüm ihtişamıyla duran cadıda tamamladı. Üzerine gelen ışık demetini estetik bir modern dans figürünü anımsatan hamlesiyle yok ederken, Frank'e yine aynı sinsi gülümsemesiyle baktı. Adını bilmediği kişilere lanet göndermek gibi bir alışkanlığı olmayan Frank'in, bunu yapmasındaki tek dayanağı önsezileriydi. Onlara her zaman güvenen büyücünün bu sefer şansının yâver gitmediği, cadının hâlen ayakta duruyor olmasından belliydi. Şimdi avını yoklayan bir aslan edâsıyla etrafında dönen cadıyı bu gibi durumlarda çatılan kaşlarıyla izlerken, bir lanet daha savurma isteğine yenik düşmek üzereydi. Ama yapmadı... Bu durumu anlamış, belki de sezmiş olacak ki yüzündeki gülümsemeye tehditkâr bir boyut katarak avına yaklaşmaya başladı, melek yüzlü cadı. Asası şimdi yere doğru bakan Frank, cadının etrafındaki turunu dikkatle izledi. İçinde anlamlandıramadığı bir heyecan belirmişti. Biraz önceki sözsüz oyunculuklar ve gövde gösterilerinden sonra kesinlikle tehlikeli olduğu anlaşılan rakibinin dibine kadar sokulmasına izin vermiş, bir çeşit ritüel olduğu anlaşılan hareketlerine kıpırdamadan seyirci oluyordu. Ve az önce cevapsız kalan sorusunu yineledi; "Kimsin sen?" Kilisede varlığını iliklerinde hissettiği kadim güçleri buradada bulması, Frank'e göre kesinlikle bir başarıydı. Sessizce etrafında dönen cadının gözlerindeki alev kendini saklayamıyordu... Kurumuş dudaklarının arasında kalan kelimeler, kendiliğinden dökülüverdi. "Bana ismini bahşet, Melek yüzlü Şeytan!" Etrafındaki dönüşünü sürdüren cadı, yüzüne yine o gülümsemesini yerleştirirken rakibinin bedenine fazlasıyla yaklaştı. Sırtında hissettiği eller, haddinden çok ısınmış bedenindeki ateşi arttırıyor, Frank'in her saniye giderek acizleşen vücudunu birnevî şarj ediyordu. Bu garip hisse alışık olmayan bünyesinin verdiği tepkiyle titreyen büyücü, damarlarındaki kanın bile ısındığını duyumsarken yavaş yavaş kendini bu güce teslim etmeye başladı. O' nu gördüğünden beri devam eden, bünyesindeki içinden çıkılmaz çatışma hâli hat safhadaydı artık! Bir yanı kendini teslim ederken, bir yanı direnmek istiyordu. Ve bedeninin her zerresinde o acıyı hissetti, ateşin acısı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İtaatkar ~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Verus Magia | Role Play Sitesi :: World Tour :: Berlin-
Buraya geçin: