Verus Magia | Role Play Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Leitha
Keşiş
Keşiş
Leitha


Mesaj Sayısı : 17
Yaş : 37
Rp Düzeyi : Çığır açan akla zarar
Tarafı : İstediği yerde!
Kan Durumu : Yarım/Nasıl olduğunu bilirsin!
Asa : İsimsiz!
Rp Yaşı : Kim bilir?
Patronus : İmpala
Rp Sevgilisi : Kapalı!
Özel Yetenek : Vampir
Kayıt Tarihi : 22/09/09

Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Empty
MesajKonu: Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet   Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Icon_minitimeC.tesi 17 Ekim 2009, 22:03


Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet 13357415

Yer: Rouvas Malikanesi
Zaman: Gece yarısına yaklaşırken ve daha sonrası

Başlangıcı Duymak isteyene ~ … !
Her devamda bir yol ~ Cela'yı Aramak!
Simgelerle...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Syrinx Aethra Rouvas
Slytherin 5. Sınıf & Öğrenci Başı
Slytherin 5. Sınıf & Öğrenci Başı
Syrinx Aethra Rouvas


Mesaj Sayısı : 551
Nerden : Patras
Tarafı : Truax' ... xD
Kan Durumu : Safkan
Asa : Kanlı Hançer
Rp Yaşı : 17
Rp Sevgilisi : Κύριε μου*TGM
Özel Yetenek : Görücü
Kayıt Tarihi : 19/02/09

Ek Bilgiler
Hogwarts Görevi:

Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Empty
MesajKonu: Geri: Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet   Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Icon_minitimeC.tesi 17 Ekim 2009, 22:09



“ Tamam alt tarafı uyuma numarası; yapamayacak kadar zor bir şey değil ki?” Aethra ikizinin sarı dalgalı saçlarına ve ardından gölgede kalamayacak kadar güzel gözlerine çevirdiğinde yenik düştüğünü biliyordu. Tek korktukları anneleri olması ne garipti. O yaptıklarını öğrenmesin diye ikizlerin birbirlerinin hatalarını örtme çabaları kitaplara konu olacak kadar entrika içerebilirdi. Olivia’nın boynu bükük kabul etmesi için süzülen gözlerinden bakışlarını çevirerek arkasını döndü ve ikizinin odasına doğru ilerledi. “ Ah tamam git Cesár’ınla buluş. Ama unutma Truax’ı eve sokmak için iyi bir yol bulacaksın!” Arkasında kalan ikizinin görebileceği kadar elini kaldırarak işaret parmağını emir verir gibi salladı. Kısık sesle Olivia’nın teşekkür edişi ulaştığında odasının kapı tokmağını ince gıcırtıyla çevirmişti. Olivia’nın adımlarını duymayacak olduğunu bilirek yatağa doğru süzüldü. İkizinin kokusu sinmiş örtüyü çekerek yatağa süzüldü. Annesi güven uyandırmayan kızını ilk olarak ve detaylı kontrol ederdi. İkizler her şeyi olduğu gibi bunuda biliyordu. Aethra’nın odasındaki yatak ise yastıklarla desteklenmişti. Başına kadar örtüyü çekti ve rengini değiştirdiği sarı saçlarını annesine delil olarak sundu. Birkaç dakika sonra annesinin içeriye dalmasını beklemeden Aethra uykuya dalmıştı.

Yavaş adımlarla indiği merdivenler ve elindeki meşale ile neredeydi? Tanımadığı mekanda ilerlerken kendinden emin bastığı her adımda şaşırdı. Gözlerini ellerine çevirdiğinde buruşuk teni nasıl bir zamanda olduğunun kanıtıydı. Her rüyasında olduğu gibi başka bir bedenin içindeydi ve diğerlerinden daha da gerçekçi bir haldeydi. Yabancı bedene ayak uyduran gözleri ve beyni çevreyi kolaçan ediyordu. Merdivenler bitti ve kadın ufak bir pencereden içeriye baktı. Gördüğü odada tek dikkat çekici şey dua halindeki rahibeydi. Aethra bakışlarını rahibenin yüzüne çevirdiğinde başı hızla kalktı ve gözlerindeki kızılllık içine büyük bir korku yaydı. Aethra kadının korktuğu kadar korku duyuyordu. Çektiği derin nefesi hissetti ve ilk defa rüyasının gerçek olmamasını diledi. Kadın gördüğü görüntüden şok duyarak kilitli kapıyı açtı. İçerideki rahibe de kimdi? Kapıyı aralayan kadının bedeni rahibe ile göz göze geldi. Ve her şey çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşti. Kızıl gözler ve sivri dişlerin gölgesinde boynuna saplanan acı…

Aethra kocaman çığlığını eşyalarla dolu odaya saldı. Boynundaki ısırıldığı yer alevler içinde yanıyordu. Sağ elini iyice kapamış, tir tir titriyordu. Derin bir nefes aldı. Tek düşündüğü ve gözleri önünden gitmeyen kızıl gözlerdi. ‘ O da neydi öyle?’ Daha önce şahit olmadığı bir dehşeti görmüştü. Asa yoktu, bıçak yoktu! Dişler … Gözlerini kapadı ve yutkundu, içinde büyük bir huzursuzluk kol geziyordu. Ardından aklına tek gelen Olivia oldu. Yataktan hızla kalktı koridordan annesinin sesi yankılanıyordu. Aethra ismini defalarca haykırışına aldırmadan hiçbir anlam ifade etmeyen boş çehre ile büyük pencereye yaklaştı görmek istediği Olivia’nın iyi olduğuydu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Empty
MesajKonu: Geri: Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet   Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet Icon_minitimePaz 18 Ekim 2009, 00:14

Aethra'ya öyle masum bakıyordu ki Olivia... Bir şey istediğinde sinsi gözlerinin böylesine sevecen olabilmesi ona bahşedilmiş özelliklerin şüphesiz en güzeliydi. Aethra'nın ona destek çıkacağından fazlasıyla emindi. Belki de bu yüzden henüz ondan onay almadan süslenmişti her bir ayrıntısına kadar. Parfüme kadar hazırdı. "Ah tamam git Cesár’ınla buluş. Ama unutma Truax’ı eve sokmak için iyi bir yol bulacaksın!” O odasının kapısından girerken Olivia hevesle mırıldanmıştı teşekkürünü. Aethra olmasaydı ne yapardı ki! Sarı saçlı hali ona garip gelse de gayet gerekli olduğu açıktı. Annesinin gazabına uğramayı hiç istemezlerdi çünkü. Bu yüzden merdivenlerden çok çok hafif adımlarla iniyordu. Yerleri süpüren gri cübbesiyle bir hayaleri andırdığından emindi. Annesine son göründüğünde uyumaya hazırlanan uslu çocuk imajı vermek için saçlarını açık bırakmıştı. Cesar'ın onu her nasıl görünürse görünsün gayet severek karşılayacağından emindi.
Ağır kapıyı olabildiğince sessiz bir şekilde açıldığında Olivia sessizce dışarı süzüldü. Ay tepesinde ürkütücü bir loşluk yayıyordu. Malikanenin hiçbir ışığı yanmıyordu artık. Yalnızca bahçe ışıkları vardı; onlar ise çok uzakta kalıyordu. Bunun sebebi de Olivia'nın ne olur ne olmaz düşüncesiyle arka kapıdan çıkmasıydı. Işıklar binanın öbür ucunda kalıyordu. Soğuk rüzgar cildini yalayıp giderken, son bahardan ötürü hışırdamakta olan yapraklar bir bir çimlere serpiliyordu. Olivia üşüyerek kollarını birbirine kavuşturdu. Buluşma yerine gidene kadar nasıl dayanacağını bilmiyordu. Bir kez daha son derece korkusuz biri olduğunu şükretti. Zira onun yerinde azıcık ürkek biri olsa, her bir kurt ulumasında ya da melodimsi rüzgar uğultusunda çığlığı basardı. Olivia ise adımlarında soğuk kanlılığı barındırmaya oldukça gayret ediyordu.
Dakikalarca yürüdükten sonra sık ormanın başladığı yere gelebilmiti. Buluşma noktası burasıydı. Bunun sebebi, Olivia'nın yaptığı araştırmalar sonucundan malikanenin hiçbir noktasından görünmeyen nadir ortamlardan biri olmasıydı. César'ın orda olduğunu hayal ederek ormanın girişine gitti. Evet, atsız prensi oradaydı! Yüzündeki gülümsemenin ne derece mutlu olduğunu hayal etmekte hiç güçlük çekmiyordu. Hızla gidip sarıldı ona. Görüşmeyeli çok olmuştu. Karle malikanesinden beri onun özlemiyle yanıp tutuşuyordu genç kız. Bu yüzdendi görür görmez boynuna atılışı. Onun nefes alış verişini duymak paha biçilmez bir duyguydu. "Özlemişim..." diye mırıldandı. Öylesine duyguluydu ki şimdi, elinde olmadan dolmuştu gözleri. César'ın cesaret verircesine elini tutması kalp atışlarını daha da hızlandırmıştı. Şimdikinden daha mutlu olamazdı asla. Zamanlarının ne kadra dar olduğunu düşünmek bile istemiyordu. Bu mutlu anı hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecekti. Loş ışıkta onun gözlerinin parıltısını görmek kusursuz bir histi. Birkaç saniye sonra gözleri çok yaklaştı Olivia'ya. Ardından da birleşti yeniden dudakları. Bir yapbozun parçalarıydı onlar. Cath ve Ada ne derse desin, öyleydi. Onların alaylarını işte bu sıcaklığın verdiği huzur yüzünden görmezden gelecekti. Gözlerini yumdu ve izin verdi bu en büyük büyünün onu ele geçirmesine: aşktı bu büyü. Asasız, sadece kalplerin etken olduğu bu duyguya alet olmak acınacak gelmiyordu artık. Gelse de önüne geçemeyeceğini biliyordu. Dudakları ayrıldığında Olivia arkasındaki ağaca yaslandı. Yerler yaştı, oturamayacaklardı. César'ın da anlatacak pek bir şeyi yoktu galiba; bakışmak onlara yetiyordu. Olivia çok az konuşma içeren zamanın ne zaman geçtiğini anlayamadı bile. Ama gitme vakti gelmiş gibiydi.
Bir an her şey karardı. Olivia gözlerini açamadı. Nefes alamadı. Sonsuz çığlıklar doldurdu kulaklarını. Ellerini başına götürdüğünü duyumsadı. Bedeninin daha kadınsı olduğunu, kimliğinin değiştiğini sandı. Yer altına indi, göğün yedi kat üstüne çıktı. Şaşırtıcı şeyler döküldü dudaklarından; "Zifiri karanlık sonbahar gecesinde ikizlerin ölüme mahkum etmek istediği mavi gözlü genç kızın kararına göre, ikizlerin arasındaki bağ şekillenecek!" Kelimeleri hiç anlamadı. Başka bir dildi sanki, bilinmedik bir telaffuz. Bilinci hiç yerine gelmedi. Her şeyin kararmasından, yere yığılmadan önce duyumsadığı tek şey Aethra'nın çığlığıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Uyanış Sahnesi - İlk Kehanet
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Verus Magia | Role Play Sitesi :: Gloucestershire :: River Severn Nehri-
Buraya geçin: